Meslek Lisesi Koçları Projesi’nde grubumla ikinci buluşmayı da gerçekleştirdik, buluşmanın başlığı güvenle hedefe doğru. Bu başlık çerçevesinde gruptaki öğrencilerin güçlü yanlarını fark etmelerini sağlayarak özgüvenlerini yükseltmeyi amaçladık. Bunun için bir önceki buluşmada olduğu gibi aynı sınıfa koçluk yaptığımız arkadaşlarla uygun bir gün belirleyip öğrencilere haber vermeleri ve buluşmalar için uygun mekânlar hazırlamaları için okulla ve ulaşım için şirketimizle iletişime geçtik.
Okula vardığımızda müdür yardımcısı sınıftan üç öğrencinin ayrıldığını ve bu sebeple artık onların projeye katılmayacaklarını söyledi. Tam aramızda bu diyalog geçmişti ki benim sınıfımın önüne geldik ve ben diğer koçları ile müdür yardımcısının yanından ayrılarak grubumun olduğu sınıfa girdim. Sınıftaki beş arkadaşımla selamlaştıktan sonra müdür yardımcısının bahsettiği ayrılan üç öğrencinin tamamının benim grubumdan olduklarını geride kalan arkadaşlarından öğrenmiş oldum. İlk buluşmaya da bu arkadaşlardan birisi yarı zamanlı katılmıştı zaten. Sonuç olarak sınıfta yaşanan üç kişilik kopuşun tamamı bizim grubumuzdan olmasına rağmen grup olarak önemli bir değişim yaşamadık. Umarım bir sonraki buluşmada daha fazla kan kaybetmeden projeye devam edebiliriz.
Projenin bu buluşmasında üç temel aktivite yapılması planlanmış. Bunlardan ilki “güçlü yön” kavramının ne demek olduğunu anlamayı amaçlıyor. Bunun için güçlü yan nedir, neden önemlidir gibi konularda kısaca sohbet ettik. Ardından Carnegie Mellon Üniversitesi’nden bir hocanın videosunu izledik. Grubun tamamı yaklaşık 10 dakikalık bu konuşmayı altyazılı olmasına rağmen takip edip kendi görüşlerini paylaştılar. Bu motive edici konuşmayı izlemek isteyenler için linki burada (Randy Pausch Son Ders).
Güçlü yön kavramından hepimizin yaklaşık aynı şeyi anladığımıza kanaat getirdikten sonra bir mola verdik. Mola dönüşü için anlaştığımızı saate maalesef sadece bir arkadaşım uydu, fakat bu durum ile ilgili sitemimi diğerlerine bildirdiğimde tekrar benzer bir durum ile karşılaşmayacağım yönünde beni ikna ettiler. Molada arkadaşlar diğer grupların çalışmalarını biraz baltalamışlar ve diğer koçların birinden beklemedikleri düzeyde sert bir tepki almışlar. Buna rağmen sonraki buluşmalarda da benzer trollemelere devam edeceklerini tahmin ediyorum. Çünkü bu olayı anlatırlarken çok eğlenmiş oldukları her hallerinden belli oluyordu ve yüzlerinde biraz hınzır bir gülümseme ile birlikte çok mutlu bir ifade de vardı.
Mola dönüşünde artık üzerinde mutabık olduğumuz güçlü yön kavramını göz önüne alarak kendi güçlü yanlarımızı öğrenmeye çalıştık. Bunun için öncelikle kendimize ailemiz, arkadaşlarımız gibi yakınlarımızın gözünden bakarak onlar bizim hangi yönlerimizi takdir ediyor sorusunun cevabını aradık. Bu sayede kendi içimize de dönerek güçlü yanlarımızı tespit etmeyi amaçladık. Fakat arkadaşlarımın hiçbiri tam olarak istediğim sonuca ulaşamadı. Konuştuklarımızdan anladığım kadarı ile, bu durumun sebebi öncelikle ailelerin ve öğretmenlerin evlatlarına ve öğrencilerine iyi yaptıkları işler konusunda yeterli geri bildirimi vermemeleri ve başarılarını hakkıyla takdir etmemeleri. Umarım buna rağmen güçlü yanlarını bir şekilde tespit edebilmeleri için onları heyecanlandırabilmişimdir.
Planlanan son aktiviteyi ise demokratik bir şekilde oyladık ve oybirliği ile yapmamaya karar verdik. Grubumun yanına gitmeden önümüzdeki buluşma ile ilgili faaliyetleri nasıl gerçekleştirebilirim diye çalışıyorum. Bu buluşma için de hazırlığımı yaparken yapılması önerilen son aktivitenin pek uygulanabilir olmadığını düşündüm. Bu sebeple arkadaşlarıma kısaca bu aktivitenin ne olduğunu anlatıp hep birlikte tüm gereklerini yerine getirerek yapmak isteyip istemeyeceklerini sormaya karar verdim. Sonuç beklediğim gibi hayır oldu. Eğer oylamadan yapalım kararı çıksaydı, gruptaki öğrenciler gözlerini kapayacak ve ben de koçları olarak onlara yaklaşık yarım sayfalık bir metin okuyacaktım. Bu metin boyunca, kendi güçlü yanlarını yaşamlarında ön plana çıkardıklarını ve bu sayede elde ettikleri başarıları hayal edeceklerdi. Benzer çalışmayı ortaokuldaki müzik öğretmenimiz bize yaptırırdı. Yaklaşık altmış kişilik sınıfta sessiz bir ortam sağlamak mümkün olmasa da ben gözlerimi kapatarak rahatlamaya ve yapılan bu bir nevi meditasyona kendimi bırakmaya çalışırdım. O dönemde yaptığımız bu uygulama sonunda kendimi rahatlamış ve motive olmuş hissederdim. Gruptaki arkadaşlarımın da benim yaşadığım hisleri paylaşmalarını canı gönülden istedim, fakat kendi tercihleri bu yönde olmadı. Bu olmadı ama en azından oylama sonucu benim isteğim değil onlarınkinin olması demokrasiye inançlarını artırmış olsun, bu da olumlu.