Tag Archives: mlk

Meslek Lisesi Koçları Projesi Bölüm 8: Özgeçmiş Hazırlama ve Mülakat Teknikleri

Yılın son toplantısını gerçekleştirerek bu yılı bitirmiş olduk. Aslında daha fazla buluşma yapmayı planladığım bir yıldı fakat bunu başaramadım. Bu sene başından beri belirsiz zamanlarda ve yoğun şekilde şehir dışına çıkmam sebebiyle bu yılki tüm toplantıları gerçekleştiremedim. Hatta şirkette yapılan tüm öğrencilerin ve koçların katıldığı yıl sonu buluşmasına dahi yola çıkmadan dokuz saat önce, bu da akşam sekize tekabül ediyor, öğrendiğim bir seyahat sebebiyle katılamadım. Bu eksikliklere rağmen gerçekleştirdiğimiz çalışmaların verimli olduğunu sanıyorum.

Arkadaşlarımla yaptığımız son buluşmada özgeçmiş hazırlama ve mülakat teknikleri hakkında konuştuk. Aslında bu buluşmada iş etiği konusunu da değerlendirebileceğimizi düşünüyordum fakat öğrenci arkadaşlarımın o gün derslerinin erken bitmesi ve okulla küçük bir koordinasyon hatası yaşamamız sebebiyle bu konuya geçmek için yeterli vaktim kalmadı. Bir önceki buluşmada ekibimizde içinde küçük bir gerginlik olduğundan bahsetmiştim. Bu sefer geldiğimde ise aralarındaki problemi çözdüklerini ve tekrar daha sıcak bir hava yakaladığımızı gördüm. Buluşmada her zaman yaptığım gibi kavramların kendileri için neler ifade ettiklerini anlatmalarını isteyerek başladım. Böylece özgeçmiş hakkında bildikleri doğruları ve yanlışları birlikte bulmaya çalıştık. Sonrasında iyi bir özgeçmişin özelliklerini konuştuk ve bir örnek üzerinde bu özellikleri görmeye çalıştık.

Özgeçmiş kısmını böylece tamamladıktan sonra mülakat hakkında sohbet etmeye başladık. Mülakat öncesinde nasıl hazırlanmaları gerektiği,  mülakat sırasında nelere dikkat etmeleri gerektiğini ve bazı klişe sorulara yine nasıl klişe cevaplar verebileceklerinden bahsettim. Arkadaşlarım bu konulara benim beklentimin üzerinde ilgi gösterdiler ve birçok soru sorarak merak ettikleri noktaları öğrenmeye çalıştılar. Bu kısa buluşmayı ve yine kısa yazıyı da böylece tamamlamış oldum.

Meslek Lisesi Koçları Projesi Bölüm 7: Takım Çalışması

IMG_0541

Projede ikinci yılın ikinci toplantısını da gerçekleştirdik. Bir önceki yazıda aynı sınıftaki koçlarla bir türlü aynı vakte buluşma ayarlayamamış olmamızdan bahsetmiştim. Bu sefer ise şans eseri hepimiz aynı saatte buluşmaya gittik. Böylece tüm sınıfı birlikte dersten almış olduk. Durum böyle olunca bu yıl için benim grubumdan çıkan arkadaşları da tekrar çalışmaya kattık.

Bu görüşmede ekip çalışması hakkında konuşacaktık. Fakat toplantının başında grup içinde bir anlaşmazlık olduğunu öğrendim. İlk etapta arkadaşların birlikte toplantıya katılmak istememelerine rağmen, neyse ki müdür yardımcısının araya girmesi ile herkes birlikte görüşmeye katılmaya gönülsüzce de olsa ikna oldu. Ekip çalışması hakkında konuşmak için pek de iyi bir başlangıç değildi, fakat böyle bir durumda bile ortaya işe yarar bir şeyler çıkarabiliriz diye düşündüm. Kısa bir zamanım olması ve aradaki gerginliğin derinliğini kestiremiyor olmam sebebiyle önce sorunu çözüp sonra faaliyeti gerçekleştirmek yolunu seçmedim. Bunun yerine günlük faaliyetimize başlayıp, sohbet arasında buzların erimesini beklemeye karar verdim. Bunun için görüşmemize başlarken aralarındaki gerginliğin farkında olduğumu, fakat bunun birlikte çalışmamıza ve herkesin yapacaklarımıza görüşleri ve tecrübeleri ile katkı vermesine engel olmaması gerektiğini söyledim. Böylece herkes iki saatlik bu görüşmeden en yüksek fayda ile ayrılacaktı. Ayrıca lise çağlarımda kendimin de yakın arkadaşlarımla benzer şekilde çeşitli problemler yaşadığımı ama üzerinden zaman geçince bunu çözebildiğimizi anlattım. Bu toplantıda konunun dağılarak aralarındaki soruna gelmemesi için daha önce yapmadığım şekilde daha otoriter bir pozisyonda bulunmam gerektiğini düşündüm. Bu sebeple her zaman yaptığım gibi aralarına oturmak yerine öğretmen masasına geçtim ve daha buyurgan bir üslupla konuşmak durumunda kaldım. Zaman geçip ortam ısınınca ben de doğal halime yakınsama fırsatı yakaladım.

Güne ekip çalışması nedir sorusuna cevap arayarak başladık. Herkes ekip çalışması denildiğinde aklında oluşanları aktardı. Böylece ortak bir kavram oluşturmaya çalıştık. Sonrasında ekip çalışmasının faydalarının neler olabileceğini sıraladık. Böylece ekip çalışmasının niçin önemli olduğunu ve iyi bir ekip ortamı kurarsak neler kazanacağımızı öğrendik. Bundan sonra ekip çalışması ile ilgili bir oyun oynatmayı planlıyordum fakat sayımızın yetersiz olması sebebiyle bu aktiviteyi atladık. Oyun sonrasında edindiğimiz tecrübeler üzerinden ekip çalışması sohbetimize devam edecektik. Bunun yerine arkadaşlarıma daha önce yaşadıkları bir ekip tecrübesini tekrar hatırlamalarını ve konuşmamıza bu hatıralarından yola çıkarak katılmalarını istedim. Böylece daha istekli katıldıkları bir takım çalışmasından bahsetmiş olacaklardı. Bu da düşündüklerini ve hissettiklerini daha iyi anımsamalarına ve anlatmaya da daha istekli olmalarına katkı sağladı. Ekipteki üç arkadaşım takım halinde oynana online bilgisayar oyunlarındaki tecrübelerini paylaşırken bir kişi birlikte futbol oynadıkları mahalle takımını birisi ise okulda birlikte çalıştıkları bir projeyi anlattı. Bu tecrübeler etrafında ekip çalışması ile ilgili olarak hedef, güven, iletişim, farklı görüşleri değerlendirme, karar alma, çaba ve liderlik konuları hakkında fikirlerimizi ve görüşlerimizi paylaştık. Hemen tüm konularda benzer yaklaşımlar olurken liderlik konusunda iki farklı görüş oluştu. Bazı ekip çalışmalarında kesinlikle bir lidere ihtiyaç duyulduğu ve eğer lider olmasa takımın ahenk içerisinde hareket etmesinin mümkün olmayacağı yönünde tecrübeler paylaşılırken. Bazılarında ise grupta lider olması durumunda takımın dağılacağından ve başarı gösteremeyeceğinden bahsedildi.

Buluşmanın sonunda her zaman olduğu gibi nasıl bir gün olduğu ile ilgili olarak arkadaşlarımdan birer cümle aldım. Bu buluşmanın konusunun öncekilere göre daha eğlenceli ve ilgi çekici olduğundan bahsettiler ve birlikte fotoğraf çekilerek günü tamamladık.

Meslek Lisesi Koçları Projesi Bölüm 6: Açılış Buluşması

IMG_0335

Meslek Lisesi Koçları programında grubumla ikinci yılımıza başladık. Bu yılki ilk toplantımızı da gerçekleştirdik. Açılış buluşması için bu sene maalesef biraz geç kaldım ama bundan sonraki buluşmaları daha hızlı gerçekleştirmeyi umuyorum.

Bu sene programda çeşitli değişiklikler yaptık. Öncelikle buluşmalar için gruptaki kişi sayısını azalttık. Konuşacağımız konulara daha az ilgi duyan arkadaşlarla sadece sosyal aktivitelerde bir araya geleceğiz. Böylece işleyeceğimiz konularda heyecanlı arkadaşlarla çalışıp onların kazanımlarını artırmayı hedefliyoruz. Bir diğer değişiklik ise toplantıların ayarlanması konusunda yapıldı. Geçtiğimiz yıl aynı sınıfa koçluk yaptığımız arkadaşlarla aynı zaman dilimi içerisinde buluşmaları ayarlıyorduk. Bu sene öncelikle aynı sistemi devam ettirmek istedik fakat uzun süre ortak bir zaman diliminde uzlaşamadık. Yılın ilk buluşmanın bu kadar geçe kalmasının en önemli sebeplerinden birisi olan bu durumu çözmek için artık koçların bireysel olarak toplantı zamanı belirleyebilmesi sağlandı.

Yukarıda bu sene yaptığımız teknik değişikliklerden bahsettikten sonra şimdi de ilk buluşmada yaşadığım deneyimden bahsetmek istiyorum. Grupta kalan üç arkadaşımla öncelikle görüşmediğimiz uzun süre içerisinde neler yaptıklarından, hayatlarında nelerin değiştiğinden konuştuk. Geçtiğimiz yaz İstanbul’da ve Abant’ta geçirdikleri güzel vakitlerden bahsettiler. Sonrasında geçtiğimiz yıl işlediğimiz konuları kısaca tekrar ettik ve bu sene ne gibi çalışmalar yapacağımızı konuştuk. Öncelikle arkadaşlarımın kendilerinde gördükleri güçlü yanları tekrar hatırladık. Sonrasında benim ve aldığım geri bildirimlerden öğrendiğim kadarıyla öğrencilerin de en beğendikleri uygulama olan “Gelecekteki Ben” çalışmasını gerçekleştirdik. Bu uygulamada öğrenciler koçun okuduğu hikaye üzerinden kendilerini şuandan on yıl sonrasında hayal ediyorlar. Hem çevrelerinin nasıl değiştiğini hem de kendilerinin neler yaptıklarını öğreniyorlar. Uygulama sonrasında ne gördüklerini sorduklarımda kendileri için benzer şekilde çok güzel hayaller kuran arkadaşlarım ilginç şekilde yaşadığımız çevre ile ilgili olarak iki farklı tablo çizdiler. İki kişi yeşillik, ferah ve daha temiz bir çevre anlatırken birisi daha fazla şehirleşme ve doğal çevrenin kaybolduğunu gördüğünü söyledi.  Daha sonra arkadaşlarımın 10 yıllık hedeflerini ve bu hedeflere erişmek için gerçekleştirmeleri gereken ara basamakları konuşarak buluşmamızı bitirdik.

Senenin ilk aktivitesini yapmak beni bir hayli rahatlattı, çünkü uzun zamandır buluşma yapmamıştık ve bu sebeple kendimi suçlu hissediyordum. Bu buluşmada öğrenci arkadaşlarımın da ne kadar istekli olduklarını tekrar gördüm ve bu durum beni buluşmaları sıklaştırmak için motive etti.

Meslek Lisesi Koçları Projesi Bölüm 5: Zaman Yönetimi

bulusma3

Projede öğrencilerle üçüncü buluşmamızda zaman yönetimi konusunu konuştuk. Diğer koç arkadaşlarla birlikte buluşma için okula gittiğimizde okul müdürünün odasına uğradık ve çay eşliğinde biraz sohbet ettik. Odada bizim yaptığımız koçluk projesine benzer sosyal çalışmalardan pek hoşlanmayan bir hoca da vardı. Son dönemde yaşanan olaylara kayıtsız kalmamak ve okulun ismini aldığı Şehit Sertaç Uzun’u anmak için lisede bir program düzenleniyormuş. Sosyal programlardan hoşlanmayan bu hoca da müdürün odasına gelerek bu anma töreni için öğrencilerin dersinden alınmasına itiraz ediyordu. Okul müdürü, hocaya neden bu tarz etkinliklerin öğrencilerin gelişimi için önemli olduğunu çok güzel bir üslup ve sabırla açıkladı. İnşallah okulumuzun müdürü gibi kişiler daha da çoğalır ve okullar toplumsal birlik ve beraberliğimizi tesis etme görevlerini daha iyi şekilde yerine getirir.

Çayın ardından çalışmamızı yapacağımız sınıfa gittiğimde içeride bu sefer dört kişi vardı. Bir önceki buluşmada üç kişi fire vererek beş kişi kalan gruptan bir kişiyi daha kaybetmiştik. Daha sonra öğrendim ki buluşmamıza katılamayan arkadaşımız şehitleri anma programındaki koro çalışmasında olduğu için bizim programımıza dahil olamamış. Sınıftaki dört arkadaşımızla önce zaman yönetiminin ne demek olabileceğini konuştuk ve bir hafta içerisinde hangi işlere kaç saat ayırdığımızı yazarak tespit etmeye çalıştık. Bu uygulamada haftalık yaptıklarının toplamı 200 saatin üzerinde olan bir arkadaşım oldu. Bir haftada toplam 168 saat olmasına rağmen 200 saatlik aktiviteyi nasıl yaptığımı sorduğumda, okulda cep telefonu ile ilgilendiğini ve aynı ana hem okulu hem de telefonu sığdırabilmesi sayesinde zamanı genişletebildiğini söyledi.

Daha sonra gün içerisinde yapmak istediğimiz işlerimizi kategorize edebilmek için “önemli” ve “acil” kavramlarını konuştuk.  Önemli kavramını kısaca şöyle tanımladık: Daha önceki buluşmamızda belirlediğimiz hedeflere ulaşma yolunda etkili olacak eylemler. Acili ise, kısa süre içerisinde yapmayıp ertelediğimizde daha sonra bu eylemi gerçekleştirmemizin kayda değer bir kıymeti olmadığı durumlar şeklinde ele aldık. Bu iki kavramı oluşturduktan sonra günlük hayattaki işlerimizi bu iki kavramın ikili kombinasyonu şeklinde sınıflandırmaya çalıştık ve örneklerimizi tahtaya yazdık.  En eğlendiğim etkinlik bu oldu, yazılanların bazıları beni epey güldürdü. Bunlardan birkaçını burada paylaşmak istiyorum. Arkadaşlarımdan birisi önemli-acil kısmına uyumayı yazmıştı, önemliyi anladığımı fakat acil kısmını biraz açmasını istediğimde şunu söyledi: O kadar geç saate kadar oturuyorum ve uykusuz kalıyorum ki artık uyumak haricinde hiçbir şey yapamıyorum, bu sebeple acil konumuna geliyor. Eğlenceli paylaşımlardan bir diğeri de önemli- acil olmayan bölümündeki “mezun olmak”. Ama benim en beğendiğim önemsiz-acil kısmına yazılan “futbol” oldu. Nedenini sorduğumda aldığım cevap şu: Arkadaşlarla futbol oynamak benim ilerideki hedeflerime doğrudan katkı sağlamıyor, bu sebeple önemsiz. Ama arayıp takımda eksik var dediklerinde maça gitmezsem ayıp olur, bu sebeple de acil.

Buluşmamızda son olarak kısa bir video izledik. Zaman yönetiminin temelini oluşturan, önemli işlere öncelik verme felsefesini anlatan kısa bir uygulama. Belki çeşitli şekillerde daha önce bu mantığı duymuş veya benzer bir hikâyeyi dinlemiş olabilirsiniz. Bilmeyenler için yine de ben burada paylaşmış olayım, burayı tıklayarak videoya ulaşabilirsiniz. Videoyu izlemeye üşenenler için içeriği kısaca anlatayım. Bir kadının önünde iki ayrı kap var, birisi öncelikle bir miktar çakıl taşı ile dolduruluyor ve sonrasında kadından elindeki büyük taşları bu kaba sığdırması isteniyor. Tabi ki kaba sığmıyor, ikincisinde ise öncelikle büyük taşları koyması ve sonra çakıl taşlarını sığdırması isteniyor. Bu sefer aynı miktardaki taş kabın içine yerleştirilebiliyor. Büyük taşlar, önemli işlerimizi; çakıl taşları ise önemsizleri temsil ediyor. Sonuç olarak zaman çizelgemizde öncelikle önemli işlere yer vermeli daha sonrasında kalan aralıklara önemsizleri sıkıştırmalıyız deniyor ve video bitiyor. Fakat önemli olarak düşündüklerinizi önce yerleştirmenize ve önemsizleri tamamen hayatınızdan çıkarmanıza rağmen kabınız hala almıyorsa ne yapabileceğinizi ben de bilmiyorum. Hatta bu sorunun cevabını bilen varsa ben de öğrenmek isterim.

Meslek Lisesi Koçları Projesi Bölüm 4: Güvenle Hedefe Doğru

meslek lisesi 2

Meslek Lisesi Koçları Projesi’nde grubumla ikinci buluşmayı da gerçekleştirdik, buluşmanın başlığı güvenle hedefe doğru. Bu başlık çerçevesinde gruptaki öğrencilerin güçlü yanlarını fark etmelerini sağlayarak özgüvenlerini yükseltmeyi amaçladık. Bunun için bir önceki buluşmada olduğu gibi aynı sınıfa koçluk yaptığımız arkadaşlarla uygun bir gün belirleyip öğrencilere haber vermeleri ve buluşmalar için uygun mekânlar hazırlamaları için okulla ve ulaşım için şirketimizle iletişime geçtik.

Okula vardığımızda müdür yardımcısı sınıftan üç öğrencinin ayrıldığını ve bu sebeple artık onların projeye katılmayacaklarını söyledi. Tam aramızda bu diyalog geçmişti ki benim sınıfımın önüne geldik ve ben diğer koçları ile müdür yardımcısının yanından ayrılarak grubumun olduğu sınıfa girdim. Sınıftaki beş arkadaşımla selamlaştıktan sonra müdür yardımcısının bahsettiği ayrılan üç öğrencinin tamamının benim grubumdan olduklarını geride kalan arkadaşlarından öğrenmiş oldum. İlk buluşmaya da bu arkadaşlardan birisi yarı zamanlı katılmıştı zaten. Sonuç olarak sınıfta yaşanan üç kişilik kopuşun tamamı bizim grubumuzdan olmasına rağmen grup olarak önemli bir değişim yaşamadık. Umarım bir sonraki buluşmada daha fazla kan kaybetmeden projeye devam edebiliriz.

Projenin bu buluşmasında üç temel aktivite yapılması planlanmış. Bunlardan ilki “güçlü yön” kavramının ne demek olduğunu anlamayı amaçlıyor. Bunun için güçlü yan nedir, neden önemlidir gibi konularda kısaca sohbet ettik. Ardından Carnegie Mellon Üniversitesi’nden bir hocanın videosunu izledik. Grubun tamamı yaklaşık 10 dakikalık bu konuşmayı altyazılı olmasına rağmen takip edip kendi görüşlerini paylaştılar. Bu motive edici konuşmayı izlemek isteyenler için linki burada (Randy Pausch Son Ders).

Güçlü yön kavramından hepimizin yaklaşık aynı şeyi anladığımıza kanaat getirdikten sonra bir mola verdik. Mola dönüşü için anlaştığımızı saate maalesef sadece bir arkadaşım uydu, fakat bu durum ile ilgili sitemimi diğerlerine bildirdiğimde tekrar benzer bir durum ile karşılaşmayacağım yönünde beni ikna ettiler. Molada arkadaşlar diğer grupların çalışmalarını biraz baltalamışlar ve diğer koçların birinden beklemedikleri düzeyde sert bir tepki almışlar. Buna rağmen sonraki buluşmalarda da benzer trollemelere devam edeceklerini tahmin ediyorum. Çünkü bu olayı anlatırlarken çok eğlenmiş oldukları her hallerinden belli oluyordu ve yüzlerinde biraz hınzır bir gülümseme ile birlikte çok mutlu bir ifade de vardı.

Mola dönüşünde artık üzerinde mutabık olduğumuz güçlü yön kavramını göz önüne alarak kendi güçlü yanlarımızı öğrenmeye çalıştık. Bunun için öncelikle kendimize ailemiz, arkadaşlarımız gibi yakınlarımızın gözünden bakarak onlar bizim hangi yönlerimizi takdir ediyor sorusunun cevabını aradık. Bu sayede kendi içimize de dönerek güçlü yanlarımızı tespit etmeyi amaçladık. Fakat arkadaşlarımın hiçbiri tam olarak istediğim sonuca ulaşamadı. Konuştuklarımızdan anladığım kadarı ile, bu durumun sebebi öncelikle ailelerin ve öğretmenlerin evlatlarına ve öğrencilerine iyi yaptıkları işler konusunda yeterli geri bildirimi vermemeleri ve başarılarını hakkıyla takdir etmemeleri. Umarım buna rağmen güçlü yanlarını bir şekilde tespit edebilmeleri için onları heyecanlandırabilmişimdir.

Planlanan son aktiviteyi ise demokratik bir şekilde oyladık ve oybirliği ile yapmamaya karar verdik. Grubumun yanına gitmeden önümüzdeki buluşma ile ilgili faaliyetleri nasıl gerçekleştirebilirim diye çalışıyorum.  Bu buluşma için de hazırlığımı yaparken yapılması önerilen son aktivitenin pek uygulanabilir olmadığını düşündüm. Bu sebeple arkadaşlarıma kısaca bu aktivitenin ne olduğunu anlatıp hep birlikte tüm gereklerini yerine getirerek yapmak isteyip istemeyeceklerini sormaya karar verdim. Sonuç beklediğim gibi hayır oldu. Eğer oylamadan yapalım kararı çıksaydı, gruptaki öğrenciler gözlerini kapayacak ve ben de koçları olarak onlara yaklaşık yarım sayfalık bir metin okuyacaktım. Bu metin boyunca, kendi güçlü yanlarını yaşamlarında ön plana çıkardıklarını ve bu sayede elde ettikleri başarıları hayal edeceklerdi. Benzer çalışmayı ortaokuldaki müzik öğretmenimiz bize yaptırırdı. Yaklaşık altmış kişilik sınıfta sessiz bir ortam sağlamak mümkün olmasa da ben gözlerimi kapatarak rahatlamaya ve yapılan bu bir nevi meditasyona kendimi bırakmaya çalışırdım. O dönemde yaptığımız bu uygulama sonunda kendimi rahatlamış ve motive olmuş hissederdim. Gruptaki arkadaşlarımın da benim yaşadığım hisleri paylaşmalarını canı gönülden istedim, fakat kendi tercihleri bu yönde olmadı. Bu olmadı ama en azından oylama sonucu benim isteğim değil onlarınkinin olması demokrasiye inançlarını artırmış olsun, bu da olumlu.

Meslek Lisesi Koçları Projesi Bölüm 3: Açılış Buluşması

acilis

Aynı sınıfa koçluk yaptığımız arkadaşlarımla birlikte okulların ilk dönemi bitip yarıyıl tatili başlamadan önce gruplarımızla ilk buluşmayı yapmak istedik. Tez önerisi sunumum, TÜBİTAK bursunun evraklarını hazırlama ve işyerinde yazdığımız TÜBİTAK projesinin hakem sunumun da olduğu yoğun bir haftanın içerisine MLK buluşmasını da yerleştirmek durumunda kaldım. Bu yoğun haftanın sonunda tüm bu işleri halledebilmiş olmak güzeldi.
Buluşma tarihi olarak kararlaştırdığımız 12 Ocak’tan bir hafta önce okula geleceğimiz tarihi bildirdik ve yapacağımız etkinlik için gruplarımızla kullanabileceğimiz mekânlar ayarlamalarını istedik. Okula vardığımızda tüm gruplar için sınıflar ayrılmıştı. Müdür yardımcısının nazik karşılaması ve bizleri tek tek sınıflarımıza kadar götürmesi okul yönetiminin projeye verdiği önemi ve desteği göstermesi açısından çok hoşuma gitti. Buluşmamızı yapacağımız sınıfa girdiğimde içeride altı kişinin olduğunu gördüm, iki arkadaşımız yoktu. Kısa bir hoşbeş muhabbetinden sonra arkadaşlara programı anlatmak ve varsa sorularını cevaplamak istedim. Fakat bazıları bu projede benden daha tecrübeliydiler. Geçtiğimiz sene de 10. Sınıfı okuyup bu projeye dahil olmuşlar, fakat okulda sınıf tekrarı yaptıkları için projede de tekrar aynı yılı yaşıyorlardı. Buna rağmen kısaca projeyi anlattım ve soruları aldım. Tek sordukları soru bu sene gezi yapıp yapmayacağımızdı. Bu sorudan anladığım kadarıyla yaptığımız projeden en önemli beklentileri bir gün de olsa farklı bir aktivite yapıp güzel vakit geçirmek.

Daha fazla soru gelmeyince kısaca kim olduğumuzdan bahsederek grup olarak tanışmış olduk. Program dâhilinde hem kendimizi daha iyi tanımak hem de gruptakilere kendimizi anlatmak için tasarlanmış olan küçük bir tanışma oyunu oynadık. Bu oyunda rastgele seçtiğimiz açık uçlu ve kendimiz ifade etmemize imkân verecek sorulardan birisini cevapladık. Grubun bu oyunla ve dolayısı ile kendini aktarma ile çok alakadar olduğunu söylemek güç, fakat yine de buluşma çerçevesinde yapmak istediğim her aktivitede olduğu gibi bunda da beni kırmadılar ve katıldılar.

Bu buluşma çerçevesinde programın etkinliğini ölçmek için gruptaki öğrencilere bir anket yaptık. Aynı sorulardan oluşan anket iki yılın sonunda proje bittiğinde tekrar yapılacak ve katılan öğrencilerin programdan ne ölçüde faydalandıkları anlaşılamaya çalışılacak. Umarım hem anket hem de proje amacına ulaşır.

İlk buluşmamız biterken gruptaki arkadaşların benden ilginç bir isteği oldu. Bundan sonraki buluşmaların da özellikle salı günleri yapılmasını istediler. Bunun sebebini sorduğumda o gün olan derslerini çok sevmediklerini söylediler. Benzer durumun diğer gruplarda da olduğunu diğer grup koçlarından öğrendim. Tüm sınıfı derslere karşı bu kadar isteksiz hale getirebilecek kişilerin olması üzücüydü. Bu buluşmadan kalan güzel izlenim ise gruptaki öğrencilerin projeye karşı ilgisiz gibi görünmelerine karşı bazı motive edici konuşmalardan sonra gözlerinin içindeki pırıltıyı görmekti. Gördüğüm o pırıltı maalesef şimdilik uzun süre kalıcı olmuyor ama projenin sonunda tüm öğrencilerde değilse bile bazılarında başarma isteği ve hayata karşı ümit uyandırabilirsek projenin amacına ulaştığını düşüneceğim.

Üzülerek söylemeliyim ki bu yazısıyı istediğim zaman aralığı içerisinde bitiremedim ve yayınlamak için geç kaldım. Umarım bundan sonraki yazıları planladığım vakitte hazırlayabilirim.

Meslek Lisesi Koçları Projesi Bölüm 2: Tanışma Toplantısı

16 12 (27)Proje hakkındaki bu yazımda projenin yürütüleceği okula öğrencilerle topluca tanışmak için ilk kez gittiğimde gördüklerimi ve düşündüklerimi anlatacağım. Öncesinde biraz projenin mekanikleri hakkında bilgi vermek istiyorum. Projenin asıl formatında koçlar gibi öğrencilerin de projeye gönüllü olarak katılması var. Gönüllü öğrencilerin belirlenmesi için koçların işyerlerinde olduğu gibi öğrencilerin okullarında da projenin duyurusu yapılıyor ve katılmak isteyenler okul yönetimi ile iletişime geçiyor. Orijinal formatta 12 kişilik öğrenci grubu ile 2 koç eşleştirilerek daha önceden belirlenmiş aktiviteler gerçekleştiriliyor. Bizim uygulamamız bu formattan bir parça daha farklı. Şirketimizden koçluk için yeteri kadar gönüllü olması sayesinde okuldaki tüm öğrencilere koçluk yapılabiliyor. Bu sebeple okuldaki öğrencilere projenin duyurusu daha önceden yapılmamış ve biz bu tanışma toplantısında, onların bu projede gönüllü olarak yer alacakların varsayarak, hem onlara projeyi anlatmak ve temel sorularını cevaplamak hem de koç ve öğrenci eşleşmelerini açıklamak için Elmadağ Şehit Sertaç Uzun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne gittik. Formatta yapılan bir diğer değişiklik de grupların sayısı. Yeni formatta, 8-9 kişilik bir öğrenci grubuna bir koç olacak şekilde eşleşmeler yapılmış.

Şirkette tüm koçlar ve şirket koordinatörümüz buluşup hep birlikte okula gittik. Okulda tüm 10. Sınıf öğrencilerinin aynı anda sığabileceği bir konferans salonu olmadığı için görüşmeyi iki oturumda yaptık. Toplantının yapıldığı salonun işçiliği okul öğrencileri tarafından yapılmış. Bu yönüyle manevi anlamı da olan bir salondu. İlk oturumda kimya ve bilişim sistemler sınıflarına proje anlatıldı ve koç öğrenci eşleşmeleri açıklandı. İlk oturumun sonunda öğrendim ki benim proje boyunca birlikte olacağım grubum diğer sınıflardan olacak. İkinci oturum ise makine ve elektrik sınıflarına ayrılmıştı. İki öğrenci grubu arasındaki demografik farklılık herkesin dikkatini çekti. İkinci grupta neredeyse hiç kız öğrenci yoktu. Bununla ilişkili midir bilmiyorum ama ikinci oturum, elektrik ve makine grubu, biraz daha hareketli ve gürültülü geçti. Benim koçluk yapacağım grubun da elektrik sınıfından 8 kişilik bir ekip olduğunu öğrendim. Toplantı sonunda koçlar ile öğrencilerin kısa bir görüşme yapması ve öğrencilerin sorularını daha küçük gruplar içinde cevaplaması planlanıyordu fakat toplantı çıkışında eve gidebileceklerini öğrenen öğrenciler bu aktiviteye pek katılmak istemediler. Bu sebeple sadece grubumdan bazı arkadaşların elini sıkma fırsatı buldum.

Topluca yapılan proje tanıtımı sırasında öğrencilerin hiç soru sormaması benim dikkatimi çekti. Daha öncesinden bilgilendirme da yapılmamış olması ve proje hakkındaki tüm detayların anlatılmamış olmasına rağmen hiç soru gelmemesi garipti. Bu durum bende öğrencilerin proje konusunda benim kadar heyecanlı ve istekli olmadıkları kanısını uyandırdı. Aslına bakılırsa biraz düşündükten sonra projeye yakın ilgi göstermemelerinin ve merak etmemelerinin gayet normal olduğunu anladım. Ben de onlar yaşlardayken bu tarz projelerin hayatta bana neler katabileceğini kestiremiyordum. Bu sebeple lisede olduğum dönemde öğrenci olarak böyle bir projeye katılsaydım yapacaklarım onlarınkinden çok da farklı olmayacaktır. Yapacağımız grup buluşmaları sırasında ekibime öncelikle bu projenin onlara neler kazandırabileceğini fark ettirmeye çalışacağım. Herkesin hayattan beklentisi farklı olacağı için hepsinde aynı farkındalığı oluşturmayı beklemiyorum ama en azından projenin amacıyla uyumlu hayalleri olanları harekete geçirebilirim diye düşünüyorum.

Bundan sonraki yazıda açılış buluşmasındaki tecrübelerimi paylaşacağım.