Gün içinde önemli miktarda boşa geçen zamanım olduğunu farkettim. İşe gidip gelirken her gün bir saatten fazla zaman kaybediyorum. Gözlemlerim kadarıyla servis kullanan çoğu kişi bu vakti uyuyarak geçiriyor. Ben genellikle uykumu iyi aldığım için yolda uyuma ihtiyacı hissetmiyorum, zaten konforlu bir uyku olmadığı için uyusam dahi faydalı olmadığı kanaatindeyim. Verimsiz geçen bu zamanı kıymetlendirmek için gidip gelirken kitap okuyabileceğimi düşündüm. Fakat aracın sarsıntısı rahat bir okuma ortamı sunmuyor. Bununla beraber, kış aylarında hem sabah, hem akşam yolda geçirdiğim anlarda havanın karanlık olması ile okumak imkansız hale geliyor. Ben de bu vakitleri okuma yerine dinleme ile değerlendirebileceğimi düşündüm.
Öncelikle podcastlere başladım. Bahri Karaçay’la Bilim’in ve Girişimci Muhabbeti’nin birçok bölümünü dinledim ve düzenli takip ettim. Bunlara benzer farklı podcastlerden de çeşitli bölümlerini dinledim. Dinlemek o kadar keyifli geldi ki bir süre sonra akşamları yaptığım yürüyüşlerde de podcast dinlediğimi, hatta podcast dinlemek için bazen yürüyüşleri uzattığımı farkettim. Fakat podcastte bana yetmeyen bir şeyler olduğunu hissediyordum. Uzun bir podcast dinlediğimde bilgi edinmek konusunda çok küçük bir fayda elde ettiğimi, daha doyurucu bilgiye ulaşmak için kitap karıştırmam gerektiğini gördüm. Kitap bir konuyu anlatmak için belli bir plan çerçevesinde düşünülerek yazılıp, farklı gözler tarafından yayınlanmadan önce incelendiği için, podcast ile kıyas kabul etmeyecek şekilde, bilgi aktarımı açısından üstün bir yöntem. Kurgusal olmayan kitapların yanında, roman ve hikaye gibi sanatsal kaygılarla yazılmış kitapların zihnimde bıraktığı lezzet de podcastlerde bulunamayacak ayrı bir keyif. Bu sebeplerle podcastle vakit kaybetmek yerine doğrudan kitap dinleyebilir miyim diye düşündüm.
Konuyla ilgili biraz internete baktığımda görme engelliler için sesli kitapların olduğunun gördüm. Fakat bunların çoğu çeşitli kütüphanelere üyelik gerektiriyordu ve görme engelli değilseniz kütüphaneye üye olsanız dahi sadece basılı kitapları kullanabiliyordunuz, sesli kitaplara erişim imkanınız yoktu. Bir şekilde internet üzerinde bazı sesli kitapları mp3 formatında bulup indirdim ve dinlemeye başladım. Sesli kitap dinleme deneyimi hoşuma gitmişti ama yeteri kadar hızlı ve kolay şekilde istediğim kitapların sesli formatlarına ulaşamıyordum. Yine kitapları ararken bir gün Storytel’e denk geldim ve bu uygulamayı denemeye karar verdim. Uygulamada sınırsız ulaşılabilen birçok Türkçe ve İngilizce kitap vardı ve buradaki kitaplar internetten bulduğum sesli kitaplara göre çok daha iyi bir seslendirmeye sahipti. İçinde tabii ki aradığım her kitap yoktu, fakat içindeki kitaplardan hemen her daim ilgimi çeken bir şeyler buldum.
Bugün baktığımda 20 ayda 200’e yakın kitap dinlemişim. İşe gittiğim her gün mutlaka dinliyorum. Spora veya yürüyüşe çıkarsam orada da dinliyorum. İş seyahatlerine çıktığımda, yolculuk esnasında ve akşamları otelde uzun saatler dinleme imkanım oluyor. Şehir içinde araç kullanırken de dinlediğimi düşününce sesli kitap dinlemek için bir hayli fırsat olduğunu görüyorum. Uygulama dinleme hızını kendinize göre ayarlama imkanı sağlıyor ve ben genellikle 2x hızla dinliyorum, sadece araç kullanırken normal hıza getiriyorum. Böylece günümüzün yoğun şehir hayatında kitaplara daha fazla zaman ayırma imkanı buluyorum. Şunu da belirtmeliyim ki kitap dinlemek, kitap okumanın alternatifi değil. Sadece günümüzde kitaplarla iletişim içinde olmaya yardımcı bir yöntem. Kitap okurken yapabildiğiniz, sayfalara not alma, keyif aldığınız veya önemli bilgiler içerdiğini düşündüğünüz bir paragrafı dönüp, düşünüp tekrar tekrar inceleme imkanınız dinlerken yok. Bu sebeple tekraren belirtmeliyim ki kitap dinlemek, okumanın yerini tutabilecek bir faaliyet değil.
Gelelim biraz da Storytel’in eksik bulduğum yönlerine. Öncelikle yukarıda olumlu olarak söylediğimi tersten söylersek, hemen her zaman dinlemek isteyeceğim kitap bulabilmeme rağmen okumak istediğim her kitabı burada bulamıyorum. Herkesin istediği kitapların tek uygulama içerisinde olmasının mümkün olmadığının farkında olarak bunu söylüyorum. Kitapları farklı yayınevlerinin bastığını düşünürsek sesli kitapta tek uygulama üzerinden bulunamaması gayet anlaşılır karşılanmalı. Fakat, uygulama üzerinde kitap talep etme gibi bir özellik bulunsa dinleyiciler tarafından talep edilen kitaplar daha iyi tespit edilebilir. Belki bu durum kitapların telif haklarının alınması aşamasında Storytel’in pazarlık kabiliyetini azaltabileceği için tercih edilmiyor olabilir.
Uygulama üzerinde eksikliğini hissettiğim başka özellikler de var. Örneğin, kişisel dinleme verileri ile ilgili daha fazla görselleştirme sunulabilir. En çok dinlenilen saatler, aylık, haftalık dinleme süreleri gibi. Bu özelliklerin herbiri elbette masraf ve böyle ek özelliklere para ayırmak yerine şirket daha fazla kitap sunmayı tercih etmiş olabilir. Şayet durum buysa, iflah olmaz bir dinleyici olarak benim de tercihim daha fazla kitap yayınlanmasından yana olacaktır. İki eğlenceli özelliği şirket yakın zamanda uygulamaya kazandırdı. Bunlardan ilki, muhtemelen eklenmesi istenilen özellikler sorulsa herkes tarafından ilk sırada belirtilecek olan, dinlenen kitaplar hakkında yorum yazabilme özelliği. İkincisi ise siz bir kitabı dinlerken sizinle aynı anda kaç kişinin daha o kitabı dinlediğini görebilmeniz. Uygulamaya bu iki özelliğin gelmesi ileride farklı özelliklerin de eklenebileceğinin işareti.
Son eleştirim hem bir uygulama özelliği ama daha çok bir tanıtım yöntemi ile ilgili. Şu ana kadar on kadar arkadaşımı çok sevdiğim bu uygulamaya abone yapmışımdır, bir çok diğer uygulamada olduğu gibi Storytel’de de arkadaşını üye yapanlara belirli bir süre ücretsiz üyelik verilebilir. Bunun yerine başka tanıtım yöntemleri seçmek de bir tercihtir ve belki de ticari olarak daha verimlidir. Şimdiye kadar benim görebildiğim tanınmış kişilere iyi podcastler yaptırıp, podcast severlere ulaşmayı amaçlıyorlar. Bir diğer yöntem olarak da İstanbul metrosunda reklamlarına rastlamıştım. Hangi tanıtım kanallarının uygulamanın hedef kitlesi için daha çekici olduğunu bilmiyorum fakat umarım şirket yöneticileri organizasyonun sürdürülebilirliğini sağlamak için en doğru kararları verirler ve ben de uzun süreler bu sayede daha bir çok kitabı dinleyebilirim.
Son olarak ücretler konusuna gelecek olursak, Storytel’in abonelik fiyatlandırması bence gayet uygun. Ben bu yazıyı yazarken aylık 30 TL üyelik ücreti karşılığında istediğiniz kadar kitabı dinleyebiliyordunuz. Yaklaşık basılı bir kitap fiyatına bir ay boyunca sınırsız kitap dinleyebilmek benim gibi uygulamayı çok kullananlar için cazip bir ücretlendirme. Bunun yanında uygulamada sadece Türkçe değil İngilizce kitapları da dinleyebildiğinizi ve yabancı kitapların fiyatlarını düşünürseniz ne kadar uygun olduğu daha net anlaşılır diye düşünüyorum. Umarım daha fazla insan bu uygulamayı kullanır ve böylece hem daha fazla sesli kitap yayınlanır hem de daha fazla insanla kitaplar hakkında konuşma imkanı yakalarım.