Tag Archives: Oda tiyatrosu

Cephede Pikinik’in Ardından

Cumhuriyet Bayramı’nda bu absürt oyunu Oda Tiyatrosu’nda izleme fırsatı buldum. Yolların kapalı olması sebebiyle arabayı Bahçelievler’de metro otoparkına bırakıp metro ile Ulus’a gittik. Oyun, türü gereği, alışılmışın dışında bir düzene sahip. Oyunculuklar beni tatmin etti, fakat hikayenin kendisi benim açımdan bir adım daha geride kaldı.

Savaşlarda bireysel olarak en çok etkilenenlerin, durumun oluşmasında ve gidişatında etkisinin hiç olmaması beni derinden etkiliyor. Kendim de onlardan birisi olduğum için sanırım bu böyle. Toplumun en alt, en çok bireyin bulunduğu bu tabakasının maalesef her ferdi bu trajik gerçekliğin farkında değil sanırım. Belki yazar da bunu bir şekilde değiştirebilme ümidiyle bu eseri oluşturdu. Fakat hikayenin sonu itibariyle, belki o da denemesinin olumlu sonuçlanacağına dair yeterli umuda sahip değil diyebiliriz.

Savaşı yaşamamışların aklındaki, savaşın basitliği ve zararsızlığı savaşları mümkün kılıyor olabilir. Ben de, çok şükür, hayatımda bizzat bir savaş deneyimi yaşamadım ve umarım da yaşamam. Lakin hem sanat eserleri hem de bir dönem mesleki tecrübelerim marifeti ile ,vahametini tüm gerçekliği ile bilemesem de, zatından dehşet ile kaçınılması gerektiğini anlayacak tahayyüle sahibim. Yazarın da hikayesine bu vurgu ile başlaması beni etkiledi.

Tarafların birbirinden farklarının olmaması savaşın çelişkilerinden birisi. Bunu anlamak maalesef çok kolay değil ki hala savaşlar mevcut. Bu hususu her düşündüğümde aklıma Avrupa Birliği gelir. İkinci harp sonucunda çok fazla bedel ödeyerek de olsa bunu kısmen anlamış olmaları ben de bir umut doğurmakla birlikte, öğrenilenin sınırlı bir coğrafyada kalmasının ödenen bedele nispetle edinilen kazanımın yetersiz kaldığını gösteriyor. Bir de bunun üzerine çıkarılan derslerin kalıcı olmaması, nesiller ilerledikçe irfanın silikleşmesi eklenince ümitsizliğe kapılmamak mümkün mü?