Projede öğrencilerle üçüncü buluşmamızda zaman yönetimi konusunu konuştuk. Diğer koç arkadaşlarla birlikte buluşma için okula gittiğimizde okul müdürünün odasına uğradık ve çay eşliğinde biraz sohbet ettik. Odada bizim yaptığımız koçluk projesine benzer sosyal çalışmalardan pek hoşlanmayan bir hoca da vardı. Son dönemde yaşanan olaylara kayıtsız kalmamak ve okulun ismini aldığı Şehit Sertaç Uzun’u anmak için lisede bir program düzenleniyormuş. Sosyal programlardan hoşlanmayan bu hoca da müdürün odasına gelerek bu anma töreni için öğrencilerin dersinden alınmasına itiraz ediyordu. Okul müdürü, hocaya neden bu tarz etkinliklerin öğrencilerin gelişimi için önemli olduğunu çok güzel bir üslup ve sabırla açıkladı. İnşallah okulumuzun müdürü gibi kişiler daha da çoğalır ve okullar toplumsal birlik ve beraberliğimizi tesis etme görevlerini daha iyi şekilde yerine getirir.
Çayın ardından çalışmamızı yapacağımız sınıfa gittiğimde içeride bu sefer dört kişi vardı. Bir önceki buluşmada üç kişi fire vererek beş kişi kalan gruptan bir kişiyi daha kaybetmiştik. Daha sonra öğrendim ki buluşmamıza katılamayan arkadaşımız şehitleri anma programındaki koro çalışmasında olduğu için bizim programımıza dahil olamamış. Sınıftaki dört arkadaşımızla önce zaman yönetiminin ne demek olabileceğini konuştuk ve bir hafta içerisinde hangi işlere kaç saat ayırdığımızı yazarak tespit etmeye çalıştık. Bu uygulamada haftalık yaptıklarının toplamı 200 saatin üzerinde olan bir arkadaşım oldu. Bir haftada toplam 168 saat olmasına rağmen 200 saatlik aktiviteyi nasıl yaptığımı sorduğumda, okulda cep telefonu ile ilgilendiğini ve aynı ana hem okulu hem de telefonu sığdırabilmesi sayesinde zamanı genişletebildiğini söyledi.
Daha sonra gün içerisinde yapmak istediğimiz işlerimizi kategorize edebilmek için “önemli” ve “acil” kavramlarını konuştuk. Önemli kavramını kısaca şöyle tanımladık: Daha önceki buluşmamızda belirlediğimiz hedeflere ulaşma yolunda etkili olacak eylemler. Acili ise, kısa süre içerisinde yapmayıp ertelediğimizde daha sonra bu eylemi gerçekleştirmemizin kayda değer bir kıymeti olmadığı durumlar şeklinde ele aldık. Bu iki kavramı oluşturduktan sonra günlük hayattaki işlerimizi bu iki kavramın ikili kombinasyonu şeklinde sınıflandırmaya çalıştık ve örneklerimizi tahtaya yazdık. En eğlendiğim etkinlik bu oldu, yazılanların bazıları beni epey güldürdü. Bunlardan birkaçını burada paylaşmak istiyorum. Arkadaşlarımdan birisi önemli-acil kısmına uyumayı yazmıştı, önemliyi anladığımı fakat acil kısmını biraz açmasını istediğimde şunu söyledi: O kadar geç saate kadar oturuyorum ve uykusuz kalıyorum ki artık uyumak haricinde hiçbir şey yapamıyorum, bu sebeple acil konumuna geliyor. Eğlenceli paylaşımlardan bir diğeri de önemli- acil olmayan bölümündeki “mezun olmak”. Ama benim en beğendiğim önemsiz-acil kısmına yazılan “futbol” oldu. Nedenini sorduğumda aldığım cevap şu: Arkadaşlarla futbol oynamak benim ilerideki hedeflerime doğrudan katkı sağlamıyor, bu sebeple önemsiz. Ama arayıp takımda eksik var dediklerinde maça gitmezsem ayıp olur, bu sebeple de acil.
Buluşmamızda son olarak kısa bir video izledik. Zaman yönetiminin temelini oluşturan, önemli işlere öncelik verme felsefesini anlatan kısa bir uygulama. Belki çeşitli şekillerde daha önce bu mantığı duymuş veya benzer bir hikâyeyi dinlemiş olabilirsiniz. Bilmeyenler için yine de ben burada paylaşmış olayım, burayı tıklayarak videoya ulaşabilirsiniz. Videoyu izlemeye üşenenler için içeriği kısaca anlatayım. Bir kadının önünde iki ayrı kap var, birisi öncelikle bir miktar çakıl taşı ile dolduruluyor ve sonrasında kadından elindeki büyük taşları bu kaba sığdırması isteniyor. Tabi ki kaba sığmıyor, ikincisinde ise öncelikle büyük taşları koyması ve sonra çakıl taşlarını sığdırması isteniyor. Bu sefer aynı miktardaki taş kabın içine yerleştirilebiliyor. Büyük taşlar, önemli işlerimizi; çakıl taşları ise önemsizleri temsil ediyor. Sonuç olarak zaman çizelgemizde öncelikle önemli işlere yer vermeli daha sonrasında kalan aralıklara önemsizleri sıkıştırmalıyız deniyor ve video bitiyor. Fakat önemli olarak düşündüklerinizi önce yerleştirmenize ve önemsizleri tamamen hayatınızdan çıkarmanıza rağmen kabınız hala almıyorsa ne yapabileceğinizi ben de bilmiyorum. Hatta bu sorunun cevabını bilen varsa ben de öğrenmek isterim.