Okulların ara tatilinde annem ve kardeşim bize geldiler. Tiyatro izlemeyi sevdikleri için birlikte İrfan Şahinbaş Sahnesi’ndeki tek perdelik oyuna gittik. Oyunun adı ve afişi oyunun Roma döneminde geçeceği izlenimini vermişti fakat öyle olmadı. Stüdyo Sahne küçük olması ve koltukların sıralanışı ile nerede oturduğunuzdan bağımsız olarak çok iyi bir görüş imkanı sunduğu için bana çekici geliyor. Ek olarak, araçla gelecekler için rahat otoparkı aracı olmayanlar için Opera’dan servisi ile de ulaşımda kolaylıklar sunuyor.
Birey mi toplum mu öncelenmelidir sorusunun şu an bende de cevabı yazar gibi çok net. Fakat bir dönemler arada kaldığımı, bugünkü kadar kesin bir cevaba sahip olmadığımı hatırlıyorum. Demek ki ben de kimi durumlarda toplumun menfaati adına bir takım kişisel haklardan vazgeçilebileceğini düşünmüşüm. Bu durum insanları sevmekten kaynak buluyormuş gibi dursa da, sanırım biraz da en doğrusunu bildiğini sanmak yanılgısını ihtiva ediyor. Birey kendiniz değilseniz toplumun menfaatlerini önde tutmak daha kolaydır. Fakat kendi zararınıza olacak şekilde toplumun faydasını önceleyebilir misiniz? Hele bu çağda, bireyselliğin son derece ilerlediği bir dönemde, bu mümkün müdür? Zannediyorum ki çok küçük bir azınlık haricinde insanlar kendi çıkarlarından vazgeçmiyorlar, belki de vazgeçemezler. Menfaatinden öncelemiyormuş gibi görünen birçok kişinin ajandasında daha büyük bir faydanın olduğunu zannediyorum. Toplumun huzuru ancak bireylerin temel haklarından vazgeçilmedikçe temin edilebilir. Yoksa kişinin hakları toplumun faydasının neyde olduğunu belirleyen kişiler tarafından çiğnenebilir. Zannediyorum ki Evrensel Beyanname’nin önemi de burdan kaynaklanmaktadır. Fakat populizmin pratikleri ile insanın hayatta kalma içgüdüsüne oynayarak bu uzlaşıyı unutturmak mümkündür.